H1 – Tuzla Avukatlık Bürosu

İstanbul’da yer alan hukuk ofisimiz, Tuzla Hukuk Büroları arasında en dinamik ve sağlam eğitim temeline sahip avukatlarından oluşan bir bürodur. Türkiye’nin ve Dünya’nın her yerinde olan anlaşmalı çözüm ortakları sayesinde küresel ölçekte etraflı ve geniş hukuki servisler sunabilmektedir.Tuzla Hukuk Bürosu olarak Akar Legal, kurumsal hizmet anlayışını genç ve dinamik avukat ekibiyle birleştirmiştir. Bu sayesinde müvekkillerine hukuki konularda kapsamlı ve efektif hukuki çözümler sunabiliyor, bütün hukuki işlemleri sonuç odaklı bir bakış açısıyla ele alabilmektedir. İstanbul Barosu’na kayıtlı avukatlarımız Türkiye’nin en prestijli hukuk fakültelerinden başarılı olarak mezun olmuş ve akabinde top-tier bürolarda mesleki faaliyetlerinde deneyim kazanmıştır. Tuzla Hukuk Büroları arasında yer alan bu ekip özellikle gayrimenkul, miras ticaret ve ceza hukuku alanında müvekkilerini başarı ile temsil etmektedir.

Hukuk büromuz, alanlarında uzmanlaşmış akademisyen danışmanlar ve tecrübeli ortaklar sayesinde karmaşık hukuki meselelerle başa çıkmak için yenilikçi çözümlerini kullanma konusunda oldukça tutkulu ve aynı zamanda müvekkillerin çıkarlarını korumak ve onların tüm beklentilerini karşılamak için profesyonel bir ekiple zamanında, hızlı ve nitelikli hukuki tavsiyeler vermeyi amaçlamaktadır.

H2 – Tuzla’da Avukat mı Arıyorsunuz?

 Tuzla’da bulunan müvekkillerinin davalarını takip eden  Av. Cem Akar birçok davada müvekkileri lehine süreçleri sonuçlanmaktadır.

 H2 – Tuzla Boşanma Avukatı

Tuzla Boşanma avukatı olarak Akar Legal Hukuk Bürosu’nda  ekip arkadaşlarımız tarafından boşanma davası ve boşanma ile ilgili her türlü konuda profesyonel olarak hukuki danışmanlık hizmeti verilmektedir.

Ekibimiz Türkiye’nin en prestijli okullarından mezun nitelikli avukatlarla  müvekkillerimize en iyi sonucu sağlamak adına destek vermektedir. Tuzla boşanma avukatları olarak İstanbul’un  hem  avrupa hem de  Anadolu yakasında avukatlık hizmeti sunmaktayız. Evliliğini yasal olarak sona erdirme kararı veren müvekkillerimizin davalarını büyük bir özen ile yürütmekteyiz.

H2 – Tuzla Ceza Hukuku Avukatı

Tuzla Ceza Hukuku Avukatı Cem Akar, ceza avukatı olarak tüm hukuk sürecinde sizlerin tüm işlemlerini büyük bir titizlikle ve çalışma ile yürütür. Tuzla Ceza avukatı suç türleri ile ilgili yeterli tecrübe ve birikime sahip olmalıdır, ancak ülkemizdeki en iyi hukuk fakültelerinden mezun olan avukatların bu alanda fark yarattığı görülmektedir. Tuzla Ceza Hukuku Avukatı olarak  takip ettiğimiz davalarda hızlı, etkili, analitik ve sonuca en güçlü çözümler ile gideriz. Mesleğimizi icra ederken en önemli etken karşılıklı güven ve dürüstlük ilkesidir.

Bir ağır ceza avukatı; müvekkilin tahliyesi ya da beraatı konularında ya da mağdur tarafı olarak sanığın hak ettiği cezayı alması için gerekli hukuki süreci yönetir. Bu konuların dışında ise savunduğu müvekkili sanık konumunda işlediği suçu sabit ise onun en az ceza ile davasının noktalanması için çalışma yapmaktadır. Savcılık aşamasında ve mahkeme sürecinde mutlaka uzman bir ağır ceza avukatı ile çalışılması sizlerin en büyük kazancı olacaktır.

Akar Legal, Tuzla Ceza Hukuku Gözaltına alınma, tutuklama gibi birçok özgürlüğünüzü engelleyen kararlar ile karşı karşıya kalmanız halinde mevzuat kapsamındaki bütün haklarınızı eksiksiz olarak kullanmanız için gerekli her türlü hukuki işlemi yapmaktadır. Bu sebeple yaşayabileceğiniz hukuksal sorunlarınızda mutlaka Tuzla Ağır Ceza Avukatı , olarak Akar Legal ile yürütmenizde büyük fayda vardır.

 H2- Tuzla Gayrimenkul Hukuku

Av. Cem Akar, Tuzla Gayrimenkul Hukuku Avukatı olarak bölgede birçok taşınmaz nedenli uyuşmazlıkta müvekkilerini yargı makamlarında temsil etmekdir. Özellikle ortaklığın giderilmesi davalarında, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyuşmazlıklarına ve kentsel dönüşüm davalarında uzmandır. Bunun yanı sıra kira uyuşmazlıklarında hem kiraya verenleri hem de kiracıları Sulh Hukuk Mahkemeleri’nde başarılı bir biçimde temsil etmekdir. Av. Cem Akar, mesleki kariyeri boyunca 200’den fazla kira uyuşmazlığında avukat olarak görev almıştır.

Gayrimenkul kelime anlamı olarak taşınması mümkün olmayan eşyadır. Gayrimenkul, arazi ve arazinin içinde bulunan su kaynakları, ağaçlar, mineraller, bina, çit, köprü gibi eklentileri de kapsamaktadır. Taşınmazlara ilişkin tüm hukuki işlemler ve davalar Gayrimenkul Hukukunun konusunu oluşturmaktadır.

Gayrimenkul Hukuku, taşınmaz mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıklarda ortaya çıkmaktadır. Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre taşınmaz mülkiyeti; arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümlerden oluşmaktadır. Bunların dışında taşınmaz mülkiyetinin kaynakları olarak; Tapu Sicil Tüzüğü, Tapu Planları Tüzüğü, Tapu Sicil Müdürlüklerince Düzenlenen Resmi Senetlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik gösterilmektedir.

H2 – Tuzla İş Hukuku Avukatı

 Tuzla İş Hukuku Avukatı, somut uyuşmazlıkta, mahkemenin red gerekçesine dayanak yaptığı davacıya ait 07/08/2014 tarihli dilekçe içeriği incelendiğinde davacının ikaleye icapta bulunmadığı, bilakis işverenin fesih kararını kabul ettiğinin yazılı olduğu, fesih kararının işçi tarafından kabulünün ikale olarak adlandırılmayacağı ve ayrıca davacıya sağlanan ekstra menfaat olmadığı, bu açıklamalar doğrultusunda işçinin sonradan onay verdiğini bildirdiği feshin yazılı yapılmadığı da anlaşıldığından başından beri geçersiz olan feshin iptali ile davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kurulan hüküm hatalıdır.

Yargıtay 9. HD. E. 2007/13961, K. 2007/27954, T. 24.9.2007 “…Davacı da fesih bildirimini tebellüğ ederken belge altına el yazısı ile ‘Aslını teslim aldım. İş sözleşmemin karşılıklı olarak sona erdirilmesine ve işten çıkışımın 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine uygun olarak yapılmasını kabul beyan ve taahhüt ederim’ ibaresini yazarak imzalamıştır. Davacı yasal haklarının ödenmeyeceği baskısı altında belirtilen ibareyi yazdığını açıklamışsa da, iradesinin sakatlandığına yönelik bu iddiasını kanıtlamak için her hangi bir kanıt dosyaya sunmamış, tanık da dinletmemiştir. Kaldı ki, haklarının ödenmeyeceği şartının tek başına iradeyi sakatladığını kabul etmek de mümkün değildir. Somut olayda, iş sözleşmesi tarafların karşılıklı anlaşması sonucu sona ermiş olduğundan davacının işe iade isteği reddedilmelidir. Yazılı gerekçe ile isteğin kabulü hatalı olmuştur…”